Sağlık Ve İyi Yaşam Ofis Tasarımı İle Desteklenebilir Mi?

Sağlık ve iyi yaşam ofis tasarımı ile desteklenebilir mi?

Özellikle son iki yıldır sağlıklı ve iyi yaşamın ne kadar önemli olduğuna hep birlikte şahit olduk. Evlere kapanıp sosyalleşme imkanından mahrum kaldığımız sürece, kendimizi daha iyi hissedebilmek ve sağlıklı kalabilmek için spordan yogaya, nefes egzersizlerinden meditasyona kadar pek çok yol izledik. Artık kısmen de olsa ofislere geri dönüldüğüne göre, iyi olma halini korumak için şirketler neler yapacak?

Pandeminin çalışma modeli ve alışkanlıklarına etkilerini gözlemlemek için yaptığımız ve bu yıl ‘Çalışma Hayatı ve İyi Yaşam’a odaklanlandığımız ikinci araştırmada da iyi yaşamın çalışma hayatının yeni normalinde belirleyici olacağını gözlemlemiştik. Çalışanlar, iki yıllık evden çalışmanın ardından, ofise farklı beklentilerle dönüyor. Artık ev ofislerinde alıştıkları sağlıklı ve iyi yaşam koşullarının ofislerde de sağlanması öncelikleri arasında yer alıyor.

Renklerin çalışanların motivasyonu ve verimliliği üzerindeki etkilerine daha önceki yazılarımızda değinmiştik. Ofislerin ferah, rahat ve konforlu olabilmesi için renklerle ve dokuların uyumu, ortamda bitkileri daha fazla kullanmak, ofise daha fazla ışık girmesini sağlayacak şekilde geniş camlar ile çalışanlar arasında iletişim ve etkileşimi artıracak alanlar yaratmak gerekiyor. Zira çalışanlar için ofisler artık sadece bir çalışma ortamından ibaret değil. Araştırmamızın sonuçlarının da gösterdiği gibi, çalışanlar ofisleri hem sosyalleşme ortamı hem de iş arkadaşlarıyla kendilerini iyi hissetmelerini sağlayacak deneyimleri paylaşacak mekanlar olarak görüyor.

Fiziki sağlık tek başına yeterli değil

İşyerinin yarattığı stresin çalışanlardaki olumsuz etkileri herkes tarafından biliniyor. Bu stresi azaltarak çalışanların ruh sağlığına da iyi gelecek daha sakin, verimliliği ve yaratıcılığı artıracak ofis tasarımları hem şirketler hem de çalışanlar için olumlu sonuçlar doğuracaktır. Çalışanların konsantrasyonunu artıracak renkler, verimliliklerine katkı sağlayacak ergonomik, konforlu ofis mobilyaları ve bir arada çalışmaktan keyif alacakları ortak alanlar yaratmak çok daha ilham verici olacaktır. 

Yeni normal olarak adlandırılan hibrit çalışma modeliyle çalışanlar artık haftada sadece birkaç günü ofiste geçiriyor. Bu birkaç günü en verimli şekilde geçirmek şirket kültürü oluşturmak açısından da son derece kritik. Şirket kültürü ancak tüm çalışanlar içselleştirir ve kendilerinden sonra gelen yeni çalışanları bu kültür unsurlarını en iyi şekilde aktarırsa devam ettirilebilir. Bu nedenle, o birkaç günü çalışanlar kişisel ilişkilerini beslemek için kullanırken, şirketler de yeni çalışanların eskilere uyum sağlaması, yeni fikirler üretilmesi ve şirket kültürünün sekteye uğramadan devamlılığı için değerlendirmesi gerekiyor.

Sosyalleşme ve üretkenlik bir arada yürüyor

Destekleyici sandalyeler, yüksekliği ayarlanabilen ofis masaları ve birlikte çalışmaya uygun çalışma masaları gibi ergonomik iş istasyonları, çalışanların hem rahat hareket etmesini hem de ekip çalışmasına olanak tanır. Böylece çalışanlar bir yandan üretmeye devam ederken, bir yandan da iki yıldır hasret kaldıkları ve ruh sağlıkları için ihtiyaç duydukları gibi sosyalleşebilir.

Çalışanların şartlara bağlı olarak gelişen ve sürekli değişen ihtiyaçlarını anlayarak ofisleri düzenlemek şirketlerin mutlaka dikkat etmesi gereken bir konu. Fiziksel sağlık ve iyi yaşam çalışanların olduğu kadar şirketlerinde birinci önceliği olmak durumunda. Ofislerin çalışanların ihtiyaçların göre tasarlanması, ekipler arasında güçlü bir iletişim, motivasyonu yüksek ve zinde çalışanlar ile iş sonuçlarına olumlu yansıyacaktır.