Sürdürülebilir tasarım anlayışı

Sürdürülebilir tasarım anlayışı

Döngüsel ekonominin temel taşlarından biri sürdürülebilir tasarım anlayışı olarak karşımıza çıkıyor. Sürdürülebilir tasarım olumsuz çevresel etkilerin, yenilenemeyen kaynakların tüketimini ve atıkların azaltılmasını, mekanların sağlıklı, verimli ve konforlu olmasını hedefliyor.

Sürdürülebilirlik artık bir seçenek olmaktan çıkarak dünyanın mevcut durumunda bir zorunluluk haline geldiğinden, tasarım yaklaşımının da tam kalbinde yer almak zorunda. Bu amaçla, beş temel sürdürülebilir tasarım ilkesi, daha sürdürülebilir bir gelecek için tasarımcılar ve üreticilerin yol göstericisi olarak ifade edilebilir. Peki nedir bu sürdürülebilir tasarım ilkeleri?

Sürdürülebilir tasarım anlayışı

1. Enerji verimli tasarım: Enerji tüketimi, çevresel bozulmadaki ve iklim değişikliğindeki en önemli faktörlerden biridir. Bir mekandaki enerji tüketimi sadece iklimlendirme, ısıtma ve aydınlatma ile değil mekanda kullanılan perde, mobilya ve diğer dekoratif unsurlarla da kontrol altına alınabilir.

Doğal aydınlatma ve duvar, ofis mobilya ve aksesuarlarında kullanılan doğru renkler enerji tüketimini azaltmada önemli rol oynayabilir. Dekorasyon ve mobilyalarda açık renklerin kullanılması ışığı yansıtacağından ihtiyaç duyulacak ışık miktarı azalacak ve özellikle gündüz kullanılan aydınlatmadaki enerji tüketimi azaltılabilecektir.

Bunların yanı sıra tasarımdan uygulamaya ve üretime kadar her aşamada enerji verimliliğinin gözetilmesi sürdürülebilirlik açısından daha bütüncül bir yaklaşım olacaktır.

Sürdürülebilir tasarım anlayışı

2. Düşük çevresel etki: Enerji verimli tasarımı destekleyecek ikinci sürdürülebilir tasarım ilkesi çevresel etkileri azaltmaya yönelik adımların atılmasıdır. Bu noktada sürdürülebilirlik açısından, en düşük çevresel etkiye sahip malzeme ve ürünleri seçmek son derece önemlidir.

Doğal kaynakları sorumluluk çerçevesinde kullanarak, güzel görünürken aynı zamanda işlenmesi sırasında daha az enerji tüketecek, ‘sıfır atık’ yaklaşımına uygun, toksik özellikleri olmayan, dayanıklı ve bir o kadar da konforlu ofis mobilyaları üretilerek çevresel etkiler azaltılabilir.

Malzemelerin ve ürünlerin çevresel etkileri, hammadde, üretim, nakliye ve kullanımdan sonra atık olarak nasıl değerlendirildiklerine kadar tüm yaşam döngüleri boyunca ele alınmalıdır.

Sürdürülebilir tasarım anlayışı

3. Atıkları azaltacak tasarım: Sürdürülebilir tasarım ilkelerinin temelinde atıkları azaltmak yer alıyor. Tasarımcılar, sürdürülebilirlik anlayışının her geçen gün daha fazla farkına varıyor ve geri dönüşüm, ileri dönüşüm ve yeniden kullanım gibi sürdürülebilir trendlere ilgileri de bu farkındalığa paralel olarak artıyor.

Ofis Mobilyaları artık daha uzun süre kullanılmak üzere dayanıklı, değişiklik ihtiyacını karşılamak üzere modüler, kırılma ve bozulmalara karşı bakımı kolay, modayı takip edebilmek için modifiye edilebilir ve tüm parçaları yeniden kullanılabilir şekilde üretiliyor. Yaşam döngüsünün sonunda da geri dönüştürülebilecek malzemeleri sayesinde atıklar yeni ürünler için hammadde haline gelerek bütüncül bir üretim döngüsü oluşturulabilir.

4. Dayanıklılık ve esneklik için tasarım: Sürdürülebilir tasarım anlayışında dayanıklılık, atıkların azaltılmasıyla bir arada ilerler. Sürdürülebilir mobilyalar aile veya iş hayatının zorluklarına dayanabilmelidir. Dayanıklı mobilyalar modaya uygun olabileceği gibi aynı zamanda yüksek kaliteli, işlevsel ve zamansız olabilir.

Pandemi ile ihtiyaçların ve beklentilerin nasıl hızla değişebileceğini hepimiz deneyimledik. Sürdürülebilir tasarım işte tam da bu değişime ayak uyduracak şekilde hem dayanıklılığı hem de esnekliği yansıtmak durumunda.

Mobilyaların yenilikçi olması, esnek ve modern çalışma ortamının ihtiyaçlarına göre ayarlanabilmesine, kişiselleştirmeye ve her parçanın kolayca değiştirilmesine olanak tanıyor. Mobilyaların yıllar boyunca kullanışlı ve pratik kalmasını sağlayarak zamana direnebilmeleri artık sürdürülebilirliğin olmazsa olmazları arasında yer alıyor. Zamansızlığa ulaşmanın en iyi yolu, sadeliği ve işlevselliği seçmek olabilir.

5. Sağlıklı mekanlar için tasarım:: Özellikle son bir-iki yıldır, pandeminin getirdiği zorunluluklarla birlikte insanlar zamanlarının çoğunu iç mekanlarda geçirir hale geldi. Bu nedenle, aslında bir mekanın sağlığını düşünmek tasarımcıların öncelik listesinin başında yer almalı. Hava kalitesi, ısıtma, havalandırma, aydınlatma ve akustik sağlıklı mekanlar tasarlama aşamasında öncelik verilmesi gereken bazı faktörler. Bunların başında ise özellikle ofislerde çalışanlarda stresi azaltmak ve verimliliği artırmada önemli bir etkisi olan doğal aydınlatma geliyor. Doğal aydınlatmayı sağlayacak tasarımların, sade, kullanışlı, ergonomik çalışma koltukları ve konforlu ofis mobilyaları ile desteklenmesi ise mekanların daha da sağlıklı hale gelmesinde önemli bir etki yaratıyor.

Hiç kimse elbette evinin ya da ofisinin ‘kirli’ olabileceğini düşünmez ancak kullanılan malzemelerin ne derece toksik olabileceğinin mutlaka göz önünde bulundurulması ve sürdürülebilirlik açısından bu tür malzemelerden uzak durulması da son derece kritik.

Sonuç olarak sürdürülebilir tasarım anlayışı, bütünsel bir yaklaşım. Sürdürülebilir tasarım ilkelerini, çevre ve mekan sakinlerinin sağlığı üzerindeki olumsuz etkileri azaltacak kararları alarak tasarım sürecinin her aşamasında sonuçtan ödün vermeden uygulamak gerekiyor.